14 Ağustos 2011 Pazar

Av Mevsim


Bu bir uyarı yazısıdır!
Akademik yılın bitmesi, kpss sınavının yapılması ve sonuçlarının açıklaması, önümüzdeki hafta içinde kılavuzun açıklanması ve tercihlerin başlaması ile devam eden gerilimi korku filmi tadında bir süreç yaşanıyor güzel ülkemde.  Bu süreci yakından takip edenlerin sadece öğretmenler olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bende yakın zamana kadar sizi gibi düşünüyordum. Oysaki bu süreç gelin adayı arayan annelerin yakın takibinde. Ev oturmalarında altın günlerinde bilumum kız kesen anneler bu süreçle beraber öğretmen gelin adayı av mevsimini de açmış bulunuyor. Özellikler sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmenliği mezunu kızlar ciddi tehlike altında, her an bir anne tarafından aday adayı seçilebilirsiniz.
Yerleştirme sonuçlarının açıklanması ile av sürecinin hız kazanacağına ve bir sonraki atamaya kadar etkisinin yavaşlayarak azalacağını tahmin ediyorum. Bu süreçte öğretmen olduğunuzu gizleyin, gizleyemiyorsanız otomotiv öğretmenliği gibi bir bölüm uydurun. Eğer bölümünüz ile ilgili istihbarat elde etmişlerse kpss puanınızın ancak doğu illerinde bir köy okuluna yeteceğine çevrenizdekileri ikna edin.( Aman eklemeyi unutmayın il dışı tayin ancak üç yıldan sonra yapılıyor.) Eğer fikriniz aksi yönde ise avcı anneyi gördüğünüz yerde yere yatıp vurulmuş taklidi yapabilirsiniz.
Öğretmen gelin adayı av mevsimi açılmıştır. Avcı annelere rastgele…J

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Aman Neyse Ne...



Ümitsiz ve çaresiz âşıklardan olamıyorum ben öncelikle bunun için özür dilerim bütün âşıklardan, âşık olmaya aday gençlerden ve âşık geçinenlerden. Sanırım bunun nedeni karşı cinsin kullanmamı istemediği mantığım. Üzgünüm ben biraz fazla düşünüyorum ve düşündüğümü söylüyorum. Bu ülkede düşünmek suç olsaydı sanırım okkalı bir ceza alırdım. Aman ya yine felsefe yapıyorum ne diyecektim ben…
Uzun zamandır aklımı meşgul ediyorsun doğrudur. Bunu sebebi adam akıllı karşıma çıkamaman ya da çıkmaman olabilir. Şimdi siz “ay bu kızın kuyruk acısı var” diyecek ve etiketi yapıştıracaksınız. Eyvallah! Eskilerin bir sözü vardır başım gözüm üstüne… (Başkası bunu söylese fiziksel şiddete maruz kalırdı ama bu kanıya ben vardım.) evet kuyruk acım var kuyruğum acıyor diye beni kınayabilirsiniz ama kuyruğumu acıtanın hiç mi suçu yok… Aslında benim sana tükenmeyen saplantısal hallerimin sebebini açıklayan anahtar kelime “yaşanmamışlık”. Her bilimsel teze duyduğum okuma merakı gibi yani. Kuyruk acısı çektiğimi kabul ediyorum.( terapi seanslarındaki “ben bir bağımlıyım” klişe cümlesi gibi bir itiraf olduJ) dikkat buyurunuz kuyruk acısı kalp acısı değil yani zatı şahaneniz kalbimi acıtmak ne kelime kuyruğuma basıvermiş olsun ziyanı yok zira kuyruk acısı geçer kalp acısı kalır. Ey kalbimi acıtacak beyaz atlı prens: P atınız galiba Arap atı korkarım ancak sona yetişecek…